30 Eylül 2010

Yağmur yağıyor

     İstanbul da sonbahardayız. Bir kaç günden beri sıcak giden hava bir az evvel yerini yağmura verdi. Her İstanbul günü gibi dengesiz. Yarın sabah güneş açar mı acaba?

     Bir kaç günden beri bloga bir şeyler karalamamışım. Ada okuluna alıştı. Okul ile aramız iyi, okulda mutlu herkesi seviyor. Ben ise şunu fark ettim. Okul bana da güven vermiş. Ada okuldayken aklım onda değil. Bir şeyler yaparken "Ada ne yapıyor acaba, mutlu mu?" diye düşünmüyorum. İçim rahat. Güzel bir duyguymuş bu güvenebileceğin birine teslim edebilmek.

     Bana gelince duruma ayak uydurmaya çalışıyorum. Ada'sız ne yapıyormuşum? Nasılmışım bilemiyorum. Biraz şaşkın, bir sudan çıkmış balık havası yaşıyorum.

    Ada'yı bırakıp kimi zaman çarşıda yada bir kafede vakit öldürüyorum. Bazen eve gelip iş yapayım diyorum. Genellikle bilgisayara dalıp gidiyorum. Eeee artık yavaş yavaş kendime yeni bir şeyler bulmalıyım. Sanırım bir süre sakin sessiz geçireceğim. Kitabımı alıp bir kafede keyif yapacağım. Sonra artık yapmam gerekenlere başlayacağım. Belki müşavirlik sınavına girer staja başlarım, belki sınavı boş verir iş bulurum. Belki evden yapabileceğim bir şeyler yaratırım.

     Ama önce karışık olan içimi düzenlemeliyim. Kızıma okul aramak, okul seçmek, onu oraya gönderip yalnız kalmak. İşi gücü olmamak, plansız ve amaçsız kalmak biraz yorucu ve üzücü. Ama onun büyüdüğünü görmek, büyürken yanında olabilmek mükemmel....

   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder