17 Ekim 2012

Kendi İşini Başarabilmek


Bir anne olarak biraz sevinme ve gururlanma isini biraz abartmış olabilirim ama bugün yaşadığım olay çok hoşuma gitti.
Ada bu ayin başında kendi isteğiyle cimnastik kursuna başladı. Heyecan ve keyifle kursa gidiyordu. Dun aksam biraz biraz şikayete başladı.
"Anne hani saçları dik dik olmayan, saçları biraz az olan erkek öğretmen var ya, o barfikste yarasa gibi sallarken çok sallıyor ya korkuyorum ben" diye
Bugün okuldan alıp kursa gelirken " ben artık kursa gitmek istemiyorum" dedi. Nedenini sorunca yarasa gibi sallayan öğretmenin hızlı salladığını korktuğunu ve dizlerinin de acıdığını söyledi. Bende yeni başladığı bir isten zorlanınca, yapamayınca yada başka sebeplerle hemen vazgeçmemesi gerektiğini denemeye devam etmesi gerektiğini ama uzun bir sure durum değişmezse devam etmek zorunda olmadığını anlattım.
İkna oldu ama salona gelince yan çizmeye başladı. Bende " öğretmenin yanına git konuşabilir miyiz de kenarda bana anlattıklarını ona da anlat" dedim.
Hiç itirazsız " tamam" dedi ve gitti.
Öğretmenin yanına gitti. " konulabilir miyiz?" dedi. Elinden tutup kenara gitti ve konuştu ne konuştuklarını duyamasam da öğretmeni gülen bir ifadeyle Ada'ya bir şeyler söyledi. Sonra güle-oynaya antremana başlamak için sıraya girdi.
Dediğim gibi kendini ifade edebilmesi, öz güveni, sorununu kendi başına çözebilmesi. Çok mutlu oldum çok.
Ada problem gördüğü şeyi çözebildi mi? Bugün için evet antrenman parkurunda barfiks olmadı. Ada söyledi diye mi belki evet, belki hayır ama Ada,nın kendine olan güveni pekişmiş oldu.
İmza: keyfi yerinde anne :)

21 Eylül 2012

Mum Dilekleri


Bir önce ki yazıya yazmayı unutmuşum, sonradan eklemeyeyim dedim. Parti biterken mumları üflemek ve üflerken de dilek tutmak istedi. Tabii bir kaç mum yakildığı için bir kaç dilek hakkı doğdu. Dileklerin bir kısmı şöyle.

-Annemin, babamın ve benim yollarımız hep bir olsun.
-Annem, babam ve ben hiç ayrılmayalım.
-Annem fotoğraf kursuna gitmesin.*****(Haftada bir akşam 2 saatliğine gittiğim kurs)
- Bir sürü daha oyuncağım olsun, bir de onları koyacak yer olsun. (Oyuncak odasında da koyacak yer kalmayan bir çocuğun duası)
Ada'dan inciler. Bunlar en çarpıcı olanlar.

Ada'nın Partisi


Ada son zamanlarda kendisini aşmaya değişik ve bizi şaşırtan işler çıkartmaya başladı. Bunlardan biri de bu akşam bir anda ortaya attığı parti etkinliğiydi. Öyle iyi planlanmış bir parti yaptı ki babası da bende çok şaşırdık ve keyif aldık.

Akşam yemeği hazırlarken önce bana konser vermeye karar vererek baterisini ve orgunu alıp geldi. Sonra bir ara sesi kesildi. Sofraya oturmaya hazırlanırken salonda bir işler çevirmeye başladı. Salona oyuncaklar yaymaya başlamış bunun canımı sıkacağını düşünmüş olmalı ki hemen kılıfına uydurdu. "Anne biliyor musun ben içeriye oyuncaklarımı taşıyorum ve bir parti vereceğim" ee tabii böylesine yaratıcı bir etkinliğe ve onun heyecanlı haline dayanamadık anne, baba olarak. Başladı ballandıra ballandıra, heyecanla anlatmaya "Oyuncaklarım da partiye davetli. Partide piyanomdan müzikte çalacak. Sen, ben ve babam danslar  edeceğiz. Işığı kapatacağız ama o zaman karanlık olur, o yüzden mumları yakacağız. Parti için, kek, kurabiye de yaparız." Tabii kek ve kurabiye akşam saati için, hem de uğraşmak çok mantıklı gelmediği için onunla aynı heyecan da "ama parti için kek ve kurabiye yetişmez bence meyve partisi yapalım ne dersin?" diyerek partiye biraz meyve sıkıştırdım Ama neyse onunda çok hoşuna gitti. Yemeğini de hızla yedi (ki bu çok görülen bir şey değildir.)

Işıkları söndürüp bütün mumları yakıp müzik eşliğinde çılgınca dans ettik ve meyve yedik ailecek. Çok keyifliydi. Yaklaşık 1 saat süren etkinliğin ardından önce ben pes ettim. Bir süre sonra ise Ada...
Bu arada küçük hanım önce prenses eteğini sonra ise tütüsünü giyerek partiye katıldı.

Böylece ilk Ada partisi eksiksiz bir şekilde düzenleşmiş oldu... Biz artık bunu ara ara yaparız. Gerçekten çok keyifliydi.

18 Eylül 2012

Sadece Kum


Bir Sure önce Ada'yı Moda Parkı'na getirmiştim. Ama süslü puslu giyindiği için oynamakta zorlanmıştı. Bunun üzerine 1-2 gün sonra tekrar geldik. İstediği gibi oynadı.
Sonbaharın gelip havaların serinlemesi ile deniz-havuz sezonu da kapanınca toplu tasıma ile İstanbul gezilerimize başladık. Geçtiğimiz hafta Oyuncak Müzesi ile açtık sezonu.
Bugün ise Ada'nın isteğiyle Moda Parkındayız. Çocuğum yolda gelirken içinde kum olan bir park gördü. "Anne bak buraya da gelebiliriz" dedi. Kuzucuğumun tek derdi kuma bulanmakmış.
Söyle bir düşününce Kumlu olan parklar ne kadar da azmış.
20120918-184033.jpg

9 Ağustos 2012

Yaz Tatili


Yaz geldi. Okul tatili başladı. Ve tabii rehavet çöktü üzerimize.Yaz tatilini yarıladık ama blog tıısss...

İstanbul'da havalar sıcak gidiyor. Kah havuz, kah yazlık, kah tatil, kah evde bezmek derken yazın büyük kısmı geride kaldı. Kalmasaydı iyidi yaa ne yapalım....

30 Mayıs 2012

Anne-Kız bir Örnek


Gecen 1 ay boyunca Ada Hanıma küçülmüş olan ayakkabılarını değiştirmek için ikna etmekle geçti. Kimi zaman vazgeçtim isteyene kadar almamaya karar verdim.
Bir gün başka bir iş için alisveristeyken ayakkabıcıya yolumuz düştü. Ada'ya bu ayakkabıyı gösterip aynısını benimde alırsam beraber giyip gitmeyeceğimizi sordum. Nasıl hosuna gitti. Ve ayakkabı olayımız böylece çözüm buldu.
Anne kız bir örnek giyip geziyoruz.
Çok keyifliymiş.
20120530-112200.jpg

19 Mayıs 2012

Sinbo Markalı ürün mü? Düşünmeden alırım.


Sinbo'ya ait bir blender'ım vardı. Katı meyve sıkacağı ararken de  blender'dan memnun olduğum ve fiyatlarıda uygun olduğu için Sinbo markayı tercih ettim.
Katı meyve sıkacağını geçen sene aldım. Aldıktan bir kaç ay sonra bir problem yaşadım. Çalıştırdığımda yanık kokusu gelmeye başladı. Servisini aradım. Yurtiçi kargonun 2 iş günü içerisinde evimden alacağını söylediler. Paketledim, teslim ettim. Yaklaşık 1 hafta geçti. Hiç ses soluk çıkmıyordu. Kargo geldi bana ürünümü teslim etti. Bir de açtım ve baktım ki ürünün yenisini göndermişler. Çok sevindim.
Geçen 1-2 ay kadar önce ürünün düğmesi bozuldu. Fişe takarak çalıştırabiliyordum, düğmeden çalıştıramıyordum. Sinbo'yu aramaya üşenerek yaklaşık 1 aydan fazla zaman geçirdim. Sonunda aradım Sinbo'nun servisini ve yine Yurtiçi kargo geldi aldı. Bugün kargonun almasının üzerinden 8 gün geçmişti ki az önce Yurtiçi kargo bir koli getirdi. Açtım baktım. Yine ürünün yenisini göndermişlerdi. Sorunsuz servis. :) Biraz evvel web sitelerine bakarken dikkatimi çekti. Adamların 7.gün yenisiyle değişim diye bir idaası varmış. Süper doğrusu.
Sunulan servis, ürünün evden alınması, müşteriyi uğraştırmadan sorun çıkartmadan tamir yada ürün değişimi sorunsuz. Sinbo'nun teknik servisine teşekkür ediyor ve herkese Simbo marka ürünü tavsiye ediyorum.
7gungaranti
7gungaranti

18 Mayıs 2012

Ada'nın Genetiği Keşfi


Sorular
Merak
Ada bir kaç günden beni bana "Anne ben sana mı benziyorum, Babama mı?" diye soruyor. Bende açıklıyorum. "Bana da benziyorsun babana da. Benim küçüklük fotoğraflarımda aynıyız. Senin şimdiki halini halana da benzetiyorlar" falan filan.
Dün konunun özü anlaşıldı. Tekrar sorulan ve soruya verilen cevptan sonra "Anne çok merak ediyorum benimde büyüyünce senin gibi beneklerim olacak mı? Yoksa babam gibi beneklerim olmayacak mı?"
Konunun benim yüzümde ki 2 tane ben onlduğunu anladım ama Ada'ya anlamamış gibi sordum. "Ne beneği kızım?"
"Senin yüzünde ki benlerden bahsediyorum. Benimde seninki gibi benlerim olacak mı? Yoksa babamınki gibi benlerim olmayacak mı?"
"Bilmiyorum anneciğim bunu büyüyünce göreceğiz" dedim.
Kendince genetik işini anlamış. :D

17 Mayıs 2012

Aslı ile Ayçocuğu


Ay'dan dünyayı masmavi görüp merak eden Ayçocuğu, dünyaya bir ziyaret yapar. Bu sırada Aslı ile tanışır. Gördüğü renklere hayran kalır.
"Ayçocuğu teleskopuyla uzayı incelerken, masmavi bir gezegen görür. Annesinden bu güzel gezegenin adının Dünya olduğunu öğrenir. Gece herkes uyuduktan sonra ay aracına binerek Dünya'ya gider. Ama onu bir sürpriz beklemektedir. Uzaydan gördüğü renklerin hiçbiri ortada yoktur." Kitap tanıtımından alıntıdır.
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınlarından çıkan kitabın yazarı Emma Chichester Clark. 2-7 Yaş
Aslı ile Ayçocuğu
Aslı ile Ayçocuğu
Benim Ada'ya okurken çok keyif aldığım bir kitap değil. Ada'nın da çok sık okuttuğu söyleyemez. Bana kalırsa kitap daha küçük yaşlar için uygun. Rekleri öğrenirken yardımcı olabilir.

15 Mayıs 2012

Hafta sonu etkinliğimiz- Istanbul Truck Racing by Renault Trucks


Kamyon yarışları
Bu hafta sonu cumartesi günü Formula 1 pistinde kamyon yarışları vardı. Bir arkadaşımızın daveti üzerine gitmeye karar verdik.
İyi ki gitmişiz. Ada duyduğu an itibariyle heyecandan yerinde duramıyordu. Bir de ilk söylediğimizde sanmış ki kamyonları kullanabilirmişiz. "Onlar yarışacaklar biz izleyeceğiz" deyince çok bozuldu.  "Ama ben kullanmak istiyordum, şöyle yapsam böyle yapsam." diye biraz ısrar etti ama sonunda ikna ettik.
Ada'nın McQuin'i
Yarışlara gittiğimizde hepimize birer bayrak birer şapka aldı. Heyecanla izlemeye koyuldu. Hali görülmeye değerdi. Kamyonlardan önce arabaların yarışları vardı. Kırmızıyı gözüne kestirdi "Bu Şimşek McQuin" dedi. Mavi "Kral" , Yeşil ise "Chick" Yarış başladı. Büyük bir heyecanla bir tezahuratta bulunuyor. O gün Ada'dan başka kimse öyle tezahurat yapmamıştır.
Bir kamyonlarda da kendisine kırmızı olanı seçti. Çünkü o da Mc Quin'i taşıyan kamyon olan Mac'ti. "Maaaaccc haaaadiiii" Şeklinde tezahüratımız sürdü.
Kamyon yarışlarından sonra gitmeye karar verdik ama Ada hanım "n'olur kalalım" diye bir süre ısrar etti ama neyse vazgeçirebildik. Hatta pazar günü olacak yarışlara katılmak içinde çok ısrar etti.
Bir de yarışlara gitmeden bir kaç gün öncede "anne ben araba yarışçısı olmak istiyorum. Bana yarış arabası alır mısın?" diye soruyordu. Hem öğretmen, hem anne, hemde yarışçı olmak istiyormuş. Haydi hayırlısı.
Ada'nın "Kral"

14 Mayıs 2012

Erken Gelen Anneler Günü Hediyesi


Perşembe günü Ada'yı okuldan almaya gittim. Bütün çocukların elinde kendi paketledikleri bir hediye vardı. Eveet anneler günü hediyem geliyordu.
Ada "öğretmenim anneme şimdi verebilir miyim?" dedi. Öğretmeni "tamam ama önce ne söylüyorduk?" dedi.
Ada bana dönüp hediyesini uzattı ve "anneler günün kutlu olsun anneciğim" dedi.
Tabii  ben "aahh canım benim. Teşekkür ederim." falan diye heyecan yaptım.
Ada sonra hediyeyi bırakmadı. Ve "ama burada açmanı istemiyorum eve gidince açacaksın ve o zamana kadar onu ben taşıyacağım" dedi. Komik kızım benim hediyeyi geri aldı...
Eve geldik ve hediyesini açtık heyecanla. Seramik bir el baskısı, bir nazar boncuğu ve bir şiir vardı. Şiir kağıdı da çok şirindi. Tabii ben onu görüp sonra şiiri de okuyunca duygulanıp ağladım. Ada sevdi, okşadı. Bunun mutluluktan ve duygulandığım için olduğunu anlatınca daha da çok hoşuna gitti. Sarıldı. Bir süre sevgi yumağı olduk.
Getirdiği hediyeyi salonumuzun en güzel ve herkesin görebileceği bir yere koyduk.
Dün akşam ananeden geldik. "anne getirdiğim şiiri okusana, tekrar mutluluktan ağlasana" dedi.

12 Mayıs 2012

Küçük Fare Bıdı


Ada'nın kütüphanesindeki en son aldığımız kitaplardan biri "Küçük Fare Bidi".
Yapı Kredi Yayınları tarafından piyasaya sunulan kitabın yazarı Feridun Oral.
Bidi kaplan terbiyecisi olmak isteyen minik bir fare. Amacına ulaşıyorda...
Kitap güzel kurgulanmış. Çok abartılmadan anlatılmış, süslenmiş. Feridun Oral yine güzel yazmış.
Kitaptan ufak bir alıntı :
Bidi hemen yatağından fırladı, hızla giyinip kuşandı. Sirkin kurulduğu  çayıra koştu. Ortalıkta kimsecikler yoktu. Doğru tahmin etmişti. Kaplanın ayak  izleri henüz silinmemişti. Belli ki ormanda saklanmıştı. Sessizce ormanda  ilerlemeye başladı, kırbacını şaklatıp kaplana seslendi. Kaplan birden kükredi,  koşarak yanına geldi. Ne de olsa eğitimliydi.
Küçük Fare Bidi
Küçük Fare Bidi

11 Mayıs 2012

Kütüphanedeki Aslan


Kütüphanedeki Aslan
Kütüphanedeki Aslan
Kitap çok güzel sıcacık keyifli bir öykü. Ada'ya okurken kendimde çok zevk aldığım kitaplar var bu da onlardan biri.
Bir gün kütüphaneye gelen bir aslanın öyküsü. Kimseye zarar vermiyor. Aksine yardım da ediyor. Masal saatinde oturup masal dinliyor.
Özellikle çok hoşuma giden 2 tane yer var onları paylaşmak istiyorum.
"Eğer kaza geçiren bir arkadaşına yardım etmek gibi çok önemli bir sebebin varsa kütüphanede kükreyebilirsin"
"Kuralları çiğnemek için bazen geçerli sebeplerimiz vardır. Kütüphanede bile..."
Kitabın arkasında şöyle bir yazı var.
"Kütüphanede aslan var ve kimse ne yapılması gerektiğini bilmiyor. Bağırmakla ilgili kural var. Koşmakla ilgili kural var. Ama aslanlarla ilgili hiç kural yok!"
Tudem yayınlarından çıkan kitabın yazarı Michelle Knudsen.  5-8 yaş için.
Kütüphanedeki Aslan
Kütüphanedeki Aslan

10 Mayıs 2012

Ada'dan Seçmeler "Hişt Küçük Hanım"


Bir gün evi toparladım. Ada eve gelince odasında eşyalarını dağıttı.
Bende ona:
-Adacı(ğı)m bak ben bugün evi topladım. Ve evin toplu durmasını istiyorum. Lütfen gidip odanı toplar mısın?
Cevap şöyleydi:
-hhhiiişşştt küçük hanım bu ev senin evin olduğu kadar benimde evim. Ve bende odamın dağınık durmasını istiyorum. Tamam mı?
Anne bu lafın üzerine kısa süreli şok yaşar tabii...

9 Mayıs 2012

Ada'nın Bakkal Yorumu


Evimizin çok yakınında bir mahalle bakkalımız vardı geçen haftaya kadar. Çok kullanamasak da hafta sonları ekmeğimizi, gazetemizi aldığımız yerdi.
Bir kaç gün önce Ada'yı okuldan almış dönüyordum. Bir baktım kapatmış. Ada'ya kapandığını söylediğimde ne diyeceğini merak etmiştim. Akşam olduğu için mi kapandı diye düşünür acaba diye düşündüm. Aramızda geçen diyalog şöyleydi.
M: Aaa Ada bak bakkal kapanmış? İçerisi bomboş.
A: Evet kapanmış. Galiba para kazanamıyormuş o da kapatmış olabilir.
M: (Hadi yaa) O zaman kazandığı para yetmemiş olabilir mi?
A: Ama biz oradan alışveriş yapıyorduk. Bence kazandığı parayı boş yere harcamış ve parası bitmiş olabilir. Eğer parasını gereksiz yere harcamasaydı kapatmak zorunda kalmayabilirdi.

8 Mayıs 2012

Anneler Günü Hediyesi Tavsiyeleri


Evet yine bir özel gün. Evet tamam alışveriş çılgınlığı yada insanları alışverişe yönlendirmek için bir tuzak olabilir. Ama var mı? Var. Alıyor muyuz? Çoğumuz. O zaman neler alsak, neler yapsak diye düşünenler için aklıma gelenler. Yani ben olsaydım neler isterdim. :) Gerçi ben bu sene ki hediyemi gayet açık bir şekilde beyan ettim.
Neyse. Ne olabilir?
1- Öncelikle çocuğunun eliyle, emeğiyle yapılmış herhangi bir şey gayet güzel olabilir.
2- Benim kızımın yaptığı gibi yaşı küçük çocuklar için uygun olabilek bir hediye. Kendisine oyuncak alıp annesi ne aldığını idda ederek, oyuncak alma işini aradan çıkartmak. Mesela benim kızım geçen sene kum oyuncakları almıştı beraber oynarız diye. :D
3- Çocuğunun elinden hazırlanmış kahvaltı. Süper süper süper... Olmadı mı? O zaman sevdiği yada sevebileceği bir mekanda brunch... Ama mümkünse bugün çocuk peşinde koşturmak zorunda olmayacak bir yer olsun.
4- Spa, hamam yani kendine bakım yaparak geçireceği bir gün olabilir.
5-Daha elle tutulur bir şey olacak olursa, saat olabilir, takı seti olabilir, güneş gözlüğü olabilir.Klasik ama ihtiyacı olan bir kıyafet olabilir.Ama ne olursa olsun onun zevkine yakın bir şeyler olsun. Ve yine de mutlaka değiştirme kartı olsun :)
6- Kitap. Evet kitap her zaman en güzel hediyedir. Bence öyledir yani.
7- Teknolojik bir anneniz varsa ve bütçeniz varsa. Tablet pc ve akıllı telefonlar olabilir.
Sanırım aldım başımı gidiyorum. Artık durmak lazım. Bunların hepsi için geçerli olan bir şeyi tekrar etmek istiyorum. Onun zevkine uygun bir şey olsun mutlaka.
Bir de tüm annelerin tek geçeceği bir şey, koskocaman bir sarılma, kocaman bir öpücük ve sizin mutluluğunuz.Gerçeken, tüm hediyelerin verdiği hazdan çok daha büyük bir hazdır. Evlatlarına sarılmak ve onları mutlu görmek.
Annemi çok ama çok seviyorum. Herkesin anneler günü kutlu olsun.
Not:Bu yazıyı yazmak şuradan aklıma geldi. Geçtiğimiz hafta blogumda en çok okunan yazının  "okulun anneler günü hediyesi" adlı yazım olduğunu gördüm. Hafta sonu anneler günü olması sebebi ile sanırım herkes bir fikir arıyor. Bende fikrimi beyan edip belki bir kaç kişiye fikir verebilirim diye düşündüm.
Anneler Günü
Anneler Günü

Fotoğrafçılık


Canon D600
Fotoğraf kursu ile ilgili daha önce bir yazı yazmıştım, hatta bir kaç tane sanırım. Onlara buradan ulaşabilirsiniz.
Fotoğraf kursuna 2011 Ekim'de başladım. Babamın sağlık problemleri nedeni ile biraz dersleri aksattım. Dönemin sonuna doğru elimde ki compact makina ile bu işin olmayacağına kanaat getirerek. İlk makinamı severek, okşayarak, fotoğraf hocamın tavsiyeleriyle aldım. Şimdi bir Canon D600'üm var.
Temel fotoğrafçılık eğitimi şubat ayında bitti. Fotoğraf kulübünün ileri düzey kursuna devam etmeye başladım. Aynı zamanda da hem makinamı geç aldığım, hemde kaçırdığım dersleri telafi etmek için, yeni başlayan temel fotoğrafçılık kursuna devam ediyorum.
Fotoğraf çekmek, ayarlarını yapmak, yardımcı programlar öğrenmek çok keyifli. Ürettiğiniz fotoğrafta güzel olursa insan daha çok keyif alıyor.
Fotoğraf kursuna başlamadan önce internette gezinip ayarlarla ilgili yazıları görünce donup kalıyordum. Değişik terimler, bir sürü ayar. Artık taşlar yerine oturmaya başladı. Daha çok fotoğraf çektikçe daha da güzel olacak.
Temmuz ayında kardeşim evlenecek ve düğün fotoğraflarını benim çekmemi istediler. Hocamın bilgilendirmeleri doğrultusunda halledeceğim. Çok heyecanlıyım.

2 Mayıs 2012

Zaman Çabuk Geçiyor

Blog’a bir süredir hiç yazı eklemedim. Bu geçen zaman içerisinde o kadar çok şey oldu ki…

Şimdi bunca zamandır neler olmuş yazayım sonrada değişik başlıklarda detaylı anlatayım.

En son yazımda da söylediğim gibi fotoğaf kursuna başladım. Çok keyifli ve güzel geçiyor. Temel düzey eğitimi bitti. İleri seviyeye gidiyorum. Ancak arada yaşanan sağlık problemleri nedeniyle (aşağıda anlatağım) hem temel düzeye tekrar gidiyorum, hemde ileri düzeye devam ediyorum. Hala va hala gezilerin çoğuna gitmesem yada gidemesemde.

2. paragrafı yazmaya çok elim gitmesede, babamı sağlık problemleri sonrası kaybettik. Kendisine kasım ayının sonunda Kolon kanseri teşhisi konuldu ve Şubat ayının 19′unda kaybettik.

Ada sürekli geçirdiği kulak enfeksiyonu nedeniyle yaklaşık 6 kez antibiyotik kullandıktan sonra geçmeyince kulağına 4 Ocak’ta tüp takıldı. Şu anda sağlığı gayet iyi gidiyor maaşallah. Tüpleri hala kulağında.

Arada iyi şeylerde oluyor tabii. Kardeşim nişanlandı ve 1 Temmuz’da evlenecek.

Arada çıkan 4+4+4 ile Ada içn okul arayışı hızlandı. Gerçi son duruma göre seneye başlayacak gibi görünsede bu seneden herşeyi netleştirmekte fayda var.

Ve bende bunların arasında koşturuyorum. Hatta şimdi de bir taraftan gözüm saatte. Ada’nın okuldan çıkma saati yaklaştı. Sanırım bunca zamandır bunlar oldu. Bayağı şey olmuş. Tabii bunlar hatırladığım ve çok önemli olanlar.

Tekrar hoşbuldum sevgili bloğum.