9 Haziran 2011

Yakında okullar tatil oluyor. Sevinmek yada sevinmemek

Ada geçen sene yuvaya başladığı gün geldi aklıma. Nasıl da sudan çıkmış balığa dönmüştüm. Nasıl da kendimi yalnız ve terk edilmiş hissetmiştim. Tabii zamanla insan her şeye uyum sağlıyor. Bütün bir sene geçmiş gitmiş tatil zamanı 17 Haziran okul tatil olacak.

Okulun en çok sevdiğim yanı evde sadece akşam yemeği mönüsü sorunum vardı. Maasef şimdi sabah, öğle, ikindi, akşam. Tabii bunlar mutlaka kayıyor. Şimdi sabah uyan kahvaltıyı hazırlarken saat geç olur sonra öğlen yemeği kayar haliyle ikindi yemeği hiç olur gider. Akşam sabit baba onu yemez, kız bunu yemez. Öğlen uykusu için sessizlik gerekir. "Ada hadi ellerini yıka, Adacığım dişlerini fırçala" v.b. cümleler. Bunları düşündükçe tatil fikri bunaltıyor.

Ama sonradan şu kısmı aklıma geliyor. Sabah uyanıp hadi hazırlan, hadi okula koştur telaşı olmadan uyanan anne ve Ada yatakta keyif yaparak, kediler gibi mayışa mayışa uyanabilir. Sonra çok sıcak olmayan günler yada günün nitekim daha serin saatleri seçilerek İstanbul gezmeleri yapılır. Kâh Adalar olur, kâh Eminönü, kâh Taksim. Aklımıza neresi gelir, nereye canımız isterse gezeriz. Sonra koyun koyuna uyunan öğle uykuları. Akşam üstü park sefası, hafta sonları anane, babanne yazlıkları. Balkon yıkamalar, küveti yada şişme havuzu doldurup mutluluk çığlıkları ile oynayan Ada'nın keyfi sanırım her şeye değer.